Büromun Konumu - Office Location

5 Ekim 2019 Cumartesi

YAPAY ZEKA


Günümüzün en çok konuşulan konuları arasında Yapay Zeka kavramı ve onun getirdikleri yanında götürdükleri konuları gelmekte. Bundan 20 yıl sonra birçok mesleğin yok olacağı, birçoğunun da şekil değiştireceği söylenmekte. Nasıl ki Sanayi Devrimi ile iş ve işçi piyasası çok büyük değişimler geçirdiyse; 21. yüzyılda da Robotik Devrimi ile buna benzer büyük değişimlerin gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel.

Yapay zeka; insan gibi davranışlar sergileme, sayısal mantık yürütme, hareket, konuşma ve ses algılama gibi birçok yeteneğe sahip yazılımsal ve donanımsal sistemler bütünüdür. Başka bir deyişle yapay zeka; bilgisayarların insanlar gibi düşünmesini sağlar.

Yapay zekaya X sorusu yönetildiğinde daha önce verilen veya tanımlanan X sorusu cevapları arasından en rasyonel olanını seçip sunar. Bu nedenden dolayı X sorusu gelince her defasında yapay zeka X sorusunun cevaplarını süzer ve en rasyonel olanını sunar. Yapay zeka günümüzde X sorusu örneğinden daha fazlasını yapmaktadır.

Yapay zekayı tek başlık altında ele almak yanlış olur. Makine öğrenimi (Machine learning), Derin öğrenme (Deep learning) gibi kavramlar yapay zekayı oluşturan kapsayıcı terimlerdir.

Makine Öğrenimi(Machine Learning) Nedir?

Makine öğrenmesi, makinenin sağlanan verilerle mantıklı ve rasyonel sonuçlar türetmesini sağlayan algoritmalardır.Örnek verecek olursak; Bir mağazada müşterilerin alışveriş fişi verileri ile ilgili algoritma yazılıyor. Bu algoritma; Cips alan müşterilerin aynı zamanda kola aldıkları bilgisini veriyor. Bu duruma istinaden cips rafları ile kola dolapları birbirine yakınlaştırılıyor ve satışlarda yükseliş görülüyor. Bir başka örnekte algoritmaya Üzüm tanıtılacak. Algoritmaya; Beyaz, mor, yuvarlak gibi özellikler tanımlanıyor. Üzüm ve Muz'u Makine öğrenimine sorunca hangisinin Üzüm olduğunu tanımlanan bilgileri süzerek ve rasyonellik ilkesini benimseyerek karar veriyor. Bu örnekte makine öğrenimini en basit haliyle ele aldık. Makine öğrenimi günümüz teknolojilerinde akıl sınırlarını zorlayacak bilgileri bize sunuyor.

Derin Öğrenme(Deep Learning) Nedir?

Derin öğrenme hem Yapay zekanın hem de Makine öğreniminin alt dalı olan bir teknoloji.

Derin öğrenme ve Makine öğrenimi birbirlerine oldukça benzer yapılardır. Derin öğrenme, Beynimizdeki nöronlar gibi çalışır. Üzüm örneği ile Derin öğrenme kavramını ortaya çıkaralım.

Makine öğreniminde Üzümün özelliklerini biz tanıtırken, Derin öğrenmede kendi kurallarını kendisi oluşturur; Hangisinin muz hangisinin üzüm olduğunu kendi işlemleriyle ayırt edebiliyor. Algoritmanın kendi kendine öğrenmesi, öğrendiği bilgileri geliştirmesi ve sunmasına en güzel örnek Google' nın ürünlerinden olan Google Translate; 100 dilden fazla dilde çeviri yapan bu hizmetin arkasında derin öğrenme yatmakta. Google Translate her sorulan soruyla birlikte kendi kendini geliştirmeye devam ediyor. İlk çıktığında oldukça basit denebilecek çevirilere imza atan bu program, bugün teknik terimleri içeren en karmaşık cümlelerin dahi üstesinden gelebiliyor.

Yapay Zeka Neyi Taklit Ediyor ?

Örneğin insanlar dil yardımıyla iletişim kuruyor ki YZ’de bunun karşılığı konuşma tanımasıdır. Ayrıca yapay zeka bunu genellikle istatistiksel olarak yaptığı için konuşma tanımasına da istatistiksel öğrenme diyoruz. Buna ek olarak insanlar belirli bir dilde yazıp okuyabiliyor. Bunu taklit etmek de NLP alanına giriyor, yani doğal dil işlemeye.

Ortam ve Nesne Tanıma

İnsanlar içinde bulundukları ortamı gözleriyle görerek dünyayı zihinlerinde canlandırabiliyorlar. Shakespeare’in tüm dünya bir sahnedir sözü biraz da buradan geliyor olabilir. Bu alana doğrudan yapay zeka ile alakalı olmamakla birlikte görüntü işleme diyoruz.

Nihayetinde bilgisayar görüşü için görüntü işleme şart ve Facebook ile Amazon gibi başlıca e-ticaret siteleri bu tekniğin çok gelişmiş bir versiyonunu kullanıyor: Nesne tanıma.

Nesne tanıma özelliği sayesinde bir fotoğraftaki grubun anne, baba, çocuk ve kediden oluşan bir aile olduğunu anlayabiliyor; hangisinin kadın ve hangisinin erkek olduğunu fark ediyorlar. Boyunu ölçüyor, beden ölçülerini alıyor ve ne renk giydiklerini fark ediyorlar.

Ne giydiklerini anlayabildikleri gibi arkadaki ormanlık alanı da ayırt edebiliyorlar. Kısacası bilgisayar görüşü ve görüntü işleme, müşterilerin hangi ürünleri inceleyerek satın aldığını anlamakta da kullanılıyor.

Dünyayı Algılamak

İnsanlar içinde bulundukları ortamı anlamak kadar bu ortamda rahatça, örneğin genellikle tökezlemeden veya sağa sola çarpmadan hareket edebiliyor. İlk bakışta aklımıza gelmese bile işte bu yeti robotik, yani robotbilim alanına giriyor.

Robotlar, insan hareketlerini taklit eden makinelerdir ve bunun için robotların zeki olmasına da gerek yok. Boston Dynamics’in Spot Mini robot köpeği veya Atlas robot atletini saymazsanız, otomotiv üretim hatlarında kullanılan robot kollar pek de zeki değildir.

Desen Tanıma

İnsanlar aynı zamanda birbirine benzeyen nesneleri tanıyıp sınıflandırabiliyorlar. Örneğin, elmaları armutlar ve kırmızı topları mavi toplardan ayırt edebiliyor; hatta bu sayede harfleri sözcükleri, sözleri, anlamları anlayabiliyorlar. Filozof Platon’ un yaklaşık 2500 yıl önce dediği gibi “benzer benzeri bilir” ve Yapay Zeka’ da buna desen tanıma diyoruz.

Süper Zeka

Makineler desen tanımada insanlardan çok daha iyiler; çünkü 1) Daha çok veriyi daha kısa sürede toplayabiliyorlar. 2) Topladıkları veriyi çok boyutlu bir sanal matematik uzayında işleyebiliyorlar; yani bir konuya insanlardan çok daha farklı açılardan bakabiliyorlar.

Biz de insandan zeki yapay zeka (süperzeka) geliştirmeye en çok bu alanda yakınız: Riziko bilgi yarışması şampiyonu IBM Watson ve Google’ın dünya ile olimpiyat go şampiyonlarını yenen Alfa Go yazılımı derin öğrenme ile desen tanıma tekniği kullanıyor.

Modern nörologlar da insan beyninin, nöronlardan oluşan doğal desen tanıma birimleri kullandığını söylüyor.

En Derin Öğrenme

Bu bağlamda birden fazla derin öğrenme tekniği olduğunu belirtelim. Bunlar insan beyninin yeni şeyler öğrenme yetisini farklı şekillerde taklit eden farklı derin öğrenme türleridir. Hatta içlerinde aldığı kararları nasıl ve neye göre aldığını söyleyen, böylece hem hukuki hem de mali sorumluluk taşıyabilen derin öğrenme teknikleri bile var.

Örneğin görselleri soldan sağa veya yukarıdan aşağıya tarayarak, yani hiyerarşik olarak analiz eden yapay sinir ağlarına evrişimli nöral ağlar (CNN) diyoruz. Bu derin öğrenme tekniği Latin alfabesinde yazıları soldan sağa okuyarak anlamayı taklit edebiliyor. CNN, bir fotoğraftaki yetişkinleri çocuklardan ayırmak veya yüz tanımakta kullanılabiliyor.

Makine öğrenimi söz konusu olduğunda yapay zekayı büyük veriyle, çok büyük veriyle beslemek zorundayız. Örneğin, IBM Watson’ın kanser araştırmalarında doktorlara dolaylı önerilerde bulunabilmek için milyonlarca sayfalık hasta kaydı ve araştırma makalesi okuması gerekiyor.

En basitinden, elinizde satış ve reklamlar arasındaki ilişkiyi gösteren milyonlarca veri noktası varsa bunların kalıbını çıkararak bir desen (bağıntılar) saptayabilirsiniz. Bir bilgisayar da yapay zeka yardımıyla bu deseni öğrenirse öğrendiklerinden yola çıkarak satışların artacağı yönünde öngörülerde bulunabilir.

Bunu insanlar da yapıyor; ancak bizler en fazla üç boyutta düşünebiliyoruz. Makineler ise konuyu daha fazla boyutta analiz edebiliyor. Bu yüzden hiç fark etmediğimiz detay ve bağıntıları ortaya çıkarıyor.

Örneğin, bir fabrikada üretimi yavaşlatan asıl kök sebebi saptayabiliyor. Oysa bu tür kök sebepler genellikle insanların gözünden kaçıyor. Sonuçta yapay zeka insanların asla yapamayacağı öngörülerde bulunuyor. Süper zeka desen tanıma tekniği ile işte bu şekilde ortaya çıkıyor.

Yapay Zeka İle Ne yapacağız ?

Makine öğrenimi tekniklerini kullanarak iki şey yapabiliriz: Sınıflandırma ve öngörülerde bulunma. En basitinden, müşterilerinizin yaşını öğrenerek onları genç ve yaşlı müşteriler olarak ikiye ayırabilirsiniz. Bu sınıflandırmadır. Öte yandan, büyük veri kullanarak pek yakında rakibinizin müşterisi olup olmayacaklarını da anlayabilirsiniz. Bu da öngörülerde bulunmadır (insight, içgörü dediğimiz şey).

Yapay zeka için kullanılan öğrenme algoritmalarını başka bir şekilde de düşünebiliriz: Bir algoritmayı aynı zamanda yanıtı içeren bir veri kümesiyle eğitirseniz buna güdümlü öğrenme diyoruz; yani insanların yardımıyla öğrenen yapay zeka. Örneğin, Yapay Zeka’ nın arkadaşlarınızı ismen tanımasını istiyorsanız onları tek tek bilgisayara tanıtmanız gerekir.

Buna karşın, yapay zekanın büyük veriyi kendi başına analiz ederek desen tanımasını sağlarsanız bu da güdümsüz öğrenme olur. Mesela teleskopla evrendeki yıldızların fotoğrafını çekip bunu yapay zekaya verebilir ve resimlerdeki yıldızların rengine bakarak kırmızı devlerle sarı cüceleri saymasını söyleyebilirsiniz.

Bir bilgisayara hedef verir ve o hedefe deneme yanılma yöntemiyle ulaşmasını söylerseniz bu pekiştirmeli öğrenmedir. Atlas robotun atletler gibi takla atmayı öğrenmesi için bu yöntem de kullanılıyor.

Yapay Zeka ve Hukuk

Teknolojideki gelişmelere koşut olarak hukuk yaşamımız da değişiyor; çünkü önümüze sorun olarak gelen konuların niteliği değişiyor. Özellikle yapay zeka ve robotik konularında; algoritma patentleri, sorumluluk hukuku, robotların iş hukukunun mu eşya hukukunun mu konusunu oluşturduğu vb sorunlar halen yerli ve yabancı hukukçular tarafından tartışılmakta.

Örneğin sürücüsüz otonom bir arabanın trafik kazasına karşıması veya süpermarkette pazarlama yapan bir robotun bir insanın yaralanmasına neden olması veyahut da telefonla hukuki danışma hizmeti veren yapay zekaya sahip bir yazılımın yanlış bilgi vermesi sonucunda tüketicinin uğradığı zararın sorumluluğu kime ait olacak en çok tartışılan meselelerden.

Halen birçok farklı görüşün olduğu ve henüz yeterli sayıda içtihadın oluşmadığı bu alanda görüş bildirmektense; İstanbul Barosu’ nca düzenlenen ve Youtube’ de de yayımlanan Yapay Zekâ, Robotlar ve Hukuk Konferansı’ nın izlenmesini öneriyorum.

1. Bölüm



2. Bölüm



Kaynakça:

  1. https://www.mediaclick.com.tr/blog/yapay-zeka-nedir
  2. https://translate.google.com/
  3. https://khosann.com/yapay-zeka-nedir-ve-nasil-calisir/
  4. https://www.youtube.com/watch?v=BZGtyK9-zsY