Büromun Konumu - Office Location

14 Temmuz 2011 Perşembe

YENİ DÜZENLEME; İNTERNETE FİLTRE Mİ SANSÜR MÜ?

Türkiye' deki internete ilişkin düzenlemelere baktığımızda; 2001 yılına kadar internetin oldukça özgür bir ortam olduğu, Devletin birkaç istisna haricinde internete ilişkin sınırlayıcı herhangi bir tasarrufu olmadığını görüyoruz. 2001 yılından sonra artan şikayetler üzerine, bazı internet sitelerinin erişime kapatılması uygulamasına giderek daha fazla başvurulmuştur. 2005 yılında 153, 2006 yılında 556 ve 2007 yılında da 549 siteye Türkiye' den erişim engellenmiştir.

Bu engelleme kararları HUMK ve MK' na göre verilmiş ihtiyati tedbir niteliğindeki kararlardı. Ancak uygulamadaki aksaklıklar ve görülen hukuki boşluklar nedeni ile bu konuda yasal düzenleme yapılması gerekli olmuştur.

23 Mayıs 2007' de yürürlüğe giren 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun bu konudaki ana yasal dayanağı oluşturmaktadır. Ayrıca bu kanunun uygulanmasına ilişkin olarak çıkartılan Yönetmelikler de vardır.

Şu an yürürlükte olan yasal mevzuat uyarınca erişime kapatma kararları Mahkemelerce verilebildiği gibi, anılan kanunun 8/4. maddesi uyarınca re'sen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı' nca da verilebilmektedir.

Bu engelleme kararları sonucunda uygulanan DNS engelleme/tampering ve IP adresi bazlı yöntemlerde; işlem siteyi barındıran sunucunun web adresi üzerinden yapıldığından, sunucu üzerindeki içeriğin tümü engellenmiş olmakta, bu da aşırı engelleme ve engellemenin maksadı aşması sonucunu doğurmaktadır. Örneğin youtube sitesi içerisindeki bir tek video nedeni ile sitenin tümüne erişim kapatılmakta ve milyonlarca video bir anda yasaklı hale gelmektedir.

İnternet kullanıcıları yaşanan tüm bu sıkıntılardan şikayet ederken; yazılı ve görsel basında yer alan bir haber ile adeta şok oldular. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından hazırlanan “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı” 22 Şubat 2011 tarihinde 2011/DK-10/91 no’ lu karar ile onaylanarak, “İnternetin Güvenli Kullanımına İlişkin Usul ve Esaslar” ın 22 Ağustos 2011’de yürürlüğe girmesine karar verildi.

22 Ağustos' da devreye girecek sistemde internete BTK tarafından belirlenen 4 filtre tipinden birini seçerek girebileceğiz. Ayrıca internet servis sağlayıcı şirketler filtrelerin aşılmasını engellemekle sorumlu tutuluyor, aksi halde onlara da ağır para cezaları öngörülüyor.

Düzenlemeye göre 4 tip filtre yer alacak. Aile, çocuk, yurtiçi ve standart paket. Her internet abonesi bunlardan birini seçmek zorunda kalacak. Bu filtre tipini internet kafelerde uygulanan filtrelere benzetebiliriz. Bu tür filtre sistemleriyle içeriğinde sorun olmasa bile birçok sitenin filtreye takıldığı kullanıcılar tarafından biliniyor.

Git gide uçsuz bucaksız bir dünya olma yolunda ilerleyen interneti filtreleyen dünyada sınırlı sayıda ülke var.

Ayrıca bu tür filtre sistemleri; işletim sistemlerinin içinde, internet servis sağlayıcılarca ücretli olarak ya da internetten bulunabilecek programlar sayesinde isteyen kullanıcılar tarafından zaten istenildiği zaman kullanılabiliyor. Ancak BTK' nın uygulamasıyla bu durum bir opsiyon olmaktan çıkıp zorunluluk haline geliyor.

BM desteğiyle Freedom House tarafından Nisan 2011' de yayınlanan İnternette Özgürlük Raporu’ na göre, Türkiye “kötü puan’ ını 42' den 45' e yükselterek” internete erişim özgürlükleri konusunda geriye doğru gitmeyi sürdürüyor.

BTK tarafından yapılan açıklamalarda ise, standart paketin şu andaki internet kullanımından bir farkı olmadığı söylense de; sonuçta uygulamayı görmek lazım. Zira en özgür gibi görünen standart paket de sonuçta bir filtre paketi ve BTK tarafından belirlenen erişim engellerine ve kara listelere tabi olacağı iddiaları çeşitli kişi ve kurumlarca dile getiriliyor.

IPS İletişim Vakfı, 13 Nisan 2011 tarihinde “yürütmenin durdurulması” talebiyle, söz konusu usul ve esaslara karşı Danıştay’ a iptal davası açtı. Vakıf, Danıştay’ a yaptığı başvuruda BTK’ nın aldığı yeni kararın yasal dayanaktan yoksun olduğunu; Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle tanınan temel hak ve özgürlükleri ölçüsüz şekilde kısıtladığını belirtti. Vakıf adına başvuruda bulunan Avukat Ayşe Altıparmak, BTK’ nın keyfi bir şekilde yasaklı siteler listesi hazırlayabileceğini, çocukları zararlı içerikten korumak için ebeveynlerin yerine Devlet eliyle karar verilmesinin doğru bir uygulama olmadığını belirterek, “Gerek Avrupa Birliği gerekse Türkiye’ nin de üyesi olduğu Avrupa Komisyonu, çocuklar gibi zarar görmesi mümkün grupları korumak için yasal önlemler almaktansa, özdenetim yollarına gidilmesini teşvik etmektedir. Bu nedenle, üye ülkeler ev ve okul bilgisayarları ile internet kafelerde filtre programlarının kullanılmasını teşvik etmeli; ama Devlet düzeyinde filtreleme girişimlerinden her ihtimalde kaçınmalıdır” açıklamasında bulundu.

Bütün bunlara ek olarak, (İSS düzeyindeki filtreleme ürünleri dahil) filtreleme
programları sınırlı bir işlev görmektedir. Filtreleme programları doğası gereği web sitelerini filtrelemekte ama internet ile ilişkili diğer iletişim sistemlerini; örneğin sohbet ortamları, dosya transfer protokol sunucuları (FTP), “uçtan uca” (peer-to-peer) ağları, Usenet tartışma grupları ve IP üzerinden ses iletim sistemlerini (VOIP) etkilememektedir.

Örneğin, kullanıcılar giderek daha çok içeriği BitTorent gibi P2P sistemleri ile elde etmektedir. Bunun yanında kullanıcılar yine artan bir şekilde dosya paylaşımını internet sohbet protokolleri (MSN vd.), Skype ve Gizmo gibi popüler IP ses iletim sistemleri ile gerçekleştirmektedirler. WWW, İnternet’in sadece bir kısmını ifade ettiği için, filtreleme sistemlerinin interneti özellikle çocuklar için “daha güvenli bir ortam” haline getireceği varsayımı yanlıştır. Ayrıca hatırlatmak gerekir ki, İSS düzeyinde uygulanacak filtreleme ürünleri, performansta düşüşe yol açıp internet hızını ciddi düzeyde düşürecektir.

İşin içinde bilgisayarlar varsa imkansız diye bir şey yoktur. Bilişim Dünyası' nda her engeli aşmanın teknik bir yolu muhakkak vardır. İster sansür deyin ister filtreleme, internet teknolojisinin yapısı gereği beyhude çaba olmaktan öteye geçememektedir. Zira bunları alt etmenin yolları, şimdiden arama motorlarındaki yerini almıştır.

KAYNAKÇA: www.wikipedia.org, www.bianet.org, www.btk.gov.tr, www.timeturk.com/tr/2011/05/03/btk-dan-internete-filtre-zorunlulugu.html, “İnternet: Girilmesi Tehlikeli ve Yasaktır Türkiye' de İnternet İçerik Düzenlemesi ve Sansüre İlişkin Eleştirel Bir Değerlendirme” - Dr. Yaman AKDENİZ & Dr. Kerem ALTIPARMAK

2 yorum:

Avukat dedi ki...

Bireysel bir ortam olan internette her bireyin kendine uygun tedbiri alması daha mantıklı. Devlet bireye doğru seçimi yapmak için yardımcı olmalı. Sansüre yolaçacak tedbirler er geç aşılır. Devlet büyüklerimiz de bunu böyle bilsin.

Adsız dedi ki...

Verdiğiniz bilgiler gerçekten çok işime yaradı, iş avukatı olarak teşekkür ederim.